Payload Logo
23 Şubat 2025, 22:34
1

Yüksek Seste Kulaklık Kullanımı Sağlık Üzerindeki Etkileri ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

Günümüzde kulaklık kullanımı, müzik dinleme, telefonla konuşma ve diğer günlük aktiviteler için vazgeçilmez bir aksesuar haline geldi.
Yüksek Seste Kulaklık Kullanımı Sağlık Üzerindeki Etkileri ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

Ancak, yüksek sesle kulaklık kullanmanın sağlık üzerindeki etkileri, uzmanlar tarafından sıkça gündeme getiriliyor. Özellikle gençler arasında popüler olan yüksek sesle müzik dinleme alışkanlığı, kulağa ciddi zararlar verebiliyor. Peki, yüksek seste kulaklık kullanmanın sağlık üzerindeki olumsuz etkileri nelerdir? Duyma kaybı riski, kulak tıkanıklığı gibi sorunlardan korunmak için neler yapılmalıdır?

Yüksek Seste Kulaklık Kullanımı ve İşitme Kaybı Riski

Yüksek sesle kulaklık kullanmanın başta işitme kaybı olmak üzere pek çok sağlık sorununa yol açtığı bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır. Uzmanlar, kulaklıkla dinlenen sesin şiddetinin 85 desibeli geçmemesi gerektiğini belirtiyor. 85 desibelin üzerindeki ses seviyeleri, kulağa zarar vererek kalıcı işitme kaybına yol açabilir. 100 desibel ve üzerindeki sesler ise sadece birkaç dakika içinde işitme kaybına neden olabilir.

Kulaklık Kullanırken Nelere Dikkat Edilmeli?

Ses Seviyesi: Kulaklıkla müzik dinlerken ses seviyesinin yüksek olmamasına özen gösterin. Sesin, çevrenizdeki normal konuşma seviyesinin altında kalmasına dikkat edin.

Kulaklık Tipi: Kulak üstü kulaklıklar, içeriye ses iletimini daha iyi yaparak kulağınızı daha az zorlar. Kulakiçi kulaklıklar ise kulağa doğrudan ses ileterek, sesin şiddetini artırabilir.

Dinlenme Araları: Uzun süreli kulaklık kullanımı, kulağınızda kalıcı hasara yol açabilir. Bu yüzden, her 1 saatlik dinleme sonrası 5-10 dakika ara vermek kulak sağlığınız için önemlidir.

Sesli Ortamlardan Kaçınma: Gürültülü ortamlarda kulaklık kullanırken, sesi çok fazla açmak zorunda kalabilirsiniz. Bu tür durumlarda, gürültü engelleyici kulaklıklar tercih edebilirsiniz.

Yüksek Seste Kulaklık Kullanımının Diğer Sağlık Sorunları

Yüksek sesle kulaklık kullanımı, sadece işitme kaybına değil, kulak içinde tıkanıklık, kulak çınlaması (tinnitus) ve baş ağrısı gibi başka sorunlara da yol açabilir. Uzmanlar, kulaklık kullanımına dikkat edilmesi gerektiğini ve ses seviyesinin belirli bir seviyede tutulmasının sağlık için en iyi seçenek olduğunu vurgulamaktadır.

Yüksek sesle kulaklık kullanmak, işitme kaybı ve diğer kulak sağlığı problemleri riskini artırabilir. Ses seviyesinin kontrollü bir şekilde kullanılması, kulaklıklarla dinlenen sürenin kısıtlanması ve uygun kulaklık modellerinin seçilmesi, kulak sağlığınızı korumanın önemli yollarıdır. Unutmayın, sağlıklı bir işitme için kulaklarınızın sağlığına dikkat etmeniz çok önemlidir!

29 Nisan 2025, 18:58
7

25-44 Yaş Arası Alarm! Korona Sonrası Şok Artış!

Son araştırmalar, tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemisi sonrası 25 ila 44 yaş arasındaki genç yetişkinlerde kalp krizi oranlarının çarpıcı bir şekilde arttığını ortaya koydu. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan, bu yaş aralığında kalp krizi vakalarının yüzde 30 gibi önemli bir oranda yükseldiğine dikkat çekti.
25-44 Yaş Arası Alarm! Korona Sonrası Şok Artış!

Erdoğan, kalp krizinin yaşanmadan önce çoğu hastada kritik sinyaller verdiğini belirtirken, özellikle diyabet hastaları ve yaşlılarda belirtisiz kalp krizlerinin de görülebileceği uyarısında bulundu.

KALP KRİZİ GELİYORUM DİYOR MU? BELİRTİLERE DİKKAT!

Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan, kalp krizi geçiren hastaların büyük bir bölümünde önceden bazı belirtiler veya risk işaretleri görülebildiğini ifade etti. Ancak bu belirtilerin her zaman açık ve belirgin olmayabileceğini vurgulayan Erdoğan, "Yüzde 50-70 civarında hastada, kalp krizinden günler ya da haftalar önce bazı uyarıcı semptomlar görülebilir. Bu belirtiler genellikle göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, halsizlik gibi bulgulardır" dedi.

Özellikle gece uykudan uyandıran göğüs ağrısının önemli bir sinyal olduğunu belirten Prof. Dr. Erdoğan, eforla gelen göğüs ağrısı veya baskı hissi, efor kapasitesinde azalma, sırta, kola, çeneye vuran ağrı, aşırı yorgunluk gibi durumların da ciddiye alınması gerektiğini söyledi. Hipertansiyon, diyabet, hiperkolesterolemi, sigara, aile öyküsü ve obezite gibi risk faktörlerinin varlığında ise ön belirti olmasa dahi riskin yüksek olduğuna dikkat çekti.

Media content

Kadınlarda kalp krizi belirtilerinin farklılık gösterebileceğini de vurgulayan Prof. Dr. Erdoğan, mide bulantısı, yorgunluk ve sırt ağrısı gibi rahatsızlıkların da kalp krizi işareti olabileceği konusunda uyardı.

KORONAVİRÜS VE YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİKLERİ ARTIŞIN NEDENİ Mİ?

Son yıllarda kalp krizi vakalarındaki artışın nedenlerini değerlendiren Prof. Dr. Erdoğan, COVID-19 pandemisinin bu artışta önemli bir rol oynadığını belirtti. Özellikle 25 ila 44 yaş arasındaki kalp krizi oranındaki yüzde 30'luk artışın bu durumu net bir şekilde ortaya koyduğunu söyledi.

Pandemi sürecinde fiziksel aktivitenin azalması, sağlıksız beslenme alışkanlıklarının yaygınlaşması ve obezite gibi faktörlerin kalp krizi riskini önemli ölçüde artırdığını ifade eden Erdoğan, genetik faktörler ve ailesel hiperkolesteroleminin de riski yükselten unsurlar arasında yer aldığını kaydetti. Ayrıca pandemi döneminde rutin sağlık kontrollerinin ihmal edilmesinin de kalp krizine yönelik tedavide geç kalınmasına yol açabileceğine dikkat çekti.

ERKEN TANI HAYAT KURTARIR!

Koroner arter hastalıklarında erken tanının hayati önem taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Erdoğan, erken tanı sayesinde damar tıkanıklığının ilerlemeden fark edilerek tedaviye başlanabileceğini söyledi. Bu sayede damar daralması ilerlemeden müdahale edilirse kişinin uzun süre normal yaşamına devam edebileceğini belirtti.


İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...