Payload Logo
6 Mayıs 2025, 13:44
9

Türkiye’den Tarihi Hamle: Nükleer Denizaltı İçin Düğmeye Basıldı (İŞTE DETAYLAR)

Bazen bir fikir yalnızca savunma değil, bağımsızlık manifestosudur. Sessizliğin altındaki güç, denizlerin kaderini değiştirebilir.
Türkiye’den Tarihi Hamle: Nükleer Denizaltı İçin Düğmeye Basıldı (İŞTE DETAYLAR)

Derinlerden Gelen Sessiz Güç

Türkiye, savunma sanayiinde attığı büyük adımlarla dikkat çekmeye devam ederken, şimdi gözler çok daha derin bir hedefe çevrilmiş durumda: nükleer tahrikli denizaltı. Bu hedef, sadece teknik bir proje değil, aynı zamanda askeri, stratejik ve hatta jeopolitik anlamda yeni bir iddianın simgesi. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, bu alandaki vizyonu açıkça ifade ederek, ilk kez resmi düzeyde nükleer denizaltı hedefini kamuoyuna duyurdu.

Türkiye’nin bugüne kadar hayata geçirdiği MİLGEM ve MİLDEN projeleri, bu hedefin alt yapısını oluşturan basamaklar olarak görülüyor. Yerli ve milli sistemlerle inşa edilen savaş gemileri ve denizaltılar sayesinde edinilen mühendislik birikimi, şimdi çok daha ileri bir aşamaya taşınmak isteniyor. Nükleer güçle çalışan denizaltı, sadece donanma kapasitesini değil, stratejik caydırıcılığı da üst seviyeye çıkaracak bir vizyonu temsil ediyor.

Bir Rüyadan Gerçeğe Uzanan Yolculuk

“139 yıldır milli arzumuz olan dışa bağımsız denizaltıyı inşa ediyoruz” diyen Tatlıoğlu’nun bu sözleri, aslında Türkiye’nin su altındaki varlığını kendi elleriyle şekillendirme idealinin özetiydi. Bu yalnızca bir teknoloji hamlesi değil, aynı zamanda savunma alanında tam bağımsızlık hedefinin sembolü. Nükleer tahrikli bir denizaltı üretmek, sadece karmaşık teknik detaylara hâkim olmayı değil, aynı zamanda uzun vadeli stratejik irade ortaya koymayı da gerektiriyor.

Bu süreç, Türkiye’yi nükleer enerji altyapısı, reaktör teknolojileri, güvenlik protokolleri, denizcilik hukuku ve hatta diplomatik denge açısından yepyeni bir düzleme taşıyacak. Uzmanlar, bu hedefin başarılması halinde savunma sanayiinin diğer alanlarında da domino etkisi yaratacağını belirtiyor. Gölgeden ilerleyen bir sessizlik değil, geleceğe yön veren kararlı bir derinlik olacak bu denizaltı. Ve belki de bu, yalnızca bir ülkenin değil, bir neslin gurur meselesi haline gelecek.

7 Mayıs 2025, 15:03
6
(Güncellendi: 7 Mayıs 2025, 15:03)

İthal Patatesler Virüslü mü? 2000 Ton Patateste Şok!

Mersin limanına son iki ay içerisinde yurt dışından gemilerle getirilen tam 2 bin 223 ton 150 kilogram tohumluk patates, yapılan titiz kontroller sonucunda tehlikeli virüsler tespit edilince geri gönderildi. Bu durum, Türkiye'deki yerli patates üretiminin yeterliliği konusunu bir kez daha gündeme getirdi.
İthal Patatesler Virüslü mü? 2000 Ton Patateste Şok!

Edinilen bilgilere göre, Akdeniz üzerinden Mersin limanına ulaşan tohumluk patates sevkiyatları Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü inspektörleri tarafından detaylı bir şekilde incelendi. Yapılan kontrollerde, İskoçya menşeli 850 ton tohumluk patateste, Hollanda menşeli dört ayrı sevkiyatta bulunan bin 152 ton 150 kilogram tohumluk patateste ve Almanya menşeli 150 ton patateste 'Potato leafroll polerovirus' (Yaprak kıvırcıklığı virüsü) ve 'Tobacco rattle tobravirus (Tütün çıngırak virüsü) tespit edildi. Sağlığı tehdit eden bu virüslerin belirlenmesi üzerine toplam 2 bin 223 ton 150 kilogram virüslü tohumluk patates, geldiği ülkelere geri gönderildi.

Türkiye Patates Üretiminde Kendi Kendine Yetiyor!

Yurt dışından gelen patateslerin virüslü çıkması, Türkiye'nin kendi üretim kapasitesinin yeterli olup olmadığı sorusunu akıllara getirdi. Fazla verimi, yüksek besin değeri, kolay sindirimi ve geniş kullanım alanıyla dünya genelinde önemli bir besin kaynağı olan patateste Türkiye, dünya sıralamasında 15. sırada yer alıyor. Son 5 yılda üretimini 1 milyon ton artıran Türkiye'nin yıllık patates hasadının 6 milyon tona yaklaştığı öğrenildi. En çok üretim ise Niğde başta olmak üzere Kayseri, Afyonkarahisar, İzmir, Konya gibi 10 ilde gerçekleştiriliyor ve bu 10 il, toplam üretimin yaklaşık 5 milyon tonunu karşılıyor.

Media content

Kişi başına tüketimin 52 kilograma kadar ulaştığı Türkiye'nin patates üretiminde %103,6 yeterlilik derecesine sahip olduğu belirtiliyor. Bu sayede, düşük miktarda da olsa patates ihraç ediliyor. Yurt dışından gelen patateslerin genellikle tohumluk amaçlı olduğu ve bu miktarın toplam üretime oranının %1'ler civarında olduğu ifade ediliyor.

"Patates Tohumunu Kendimiz Üretiyoruz, Dışarıdan Gelmesine Gerek Yok"

Patates üretiminin yoğun olduğu illerden Adana'nın Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Doğan, "Patates tohumunu biz kendimiz üretiyoruz, dışarıdan gelmesine hiç gerek yok. Çoğu tohumu üretiyoruz, bazı tohumlar yurt dışından geliyor" dedi.

İç Anadolu Bölgesi başta olmak üzere birçok yerde tohumluk patates üretildiğine dikkat çeken Doğan, "Eğer yurt dışında yeni bir çeşit üretilmişse birim alandan verim çok alınıyorsa, virüslü olmamak kaydıyla ülkemize getirilebilinir. Nasıl bizim ülkemizden giden ürünler pestisitten geri dönüyorsa bunların da ülkemize mutlaka girmemesi gerekiyor. Bunlar girdiğinde diğer ürünlerimize bulaşacağı için biz burada sıkıntıya gireriz" uyarısında bulundu.

Bu olay, yurt dışından gelen tarım ürünlerindeki sağlık kontrollerinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne sererken, Türkiye'nin yerli üretim potansiyelinin de altını çiziyor.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...