Payload Logo
15 Nisan 2025, 21:52
3

Neden Yeni Şifrenin Son 3 Şifreden Farklı Olması Zorunluluğu Güvenlik Açığı Oluşturuyor?

Teknoloji dünyasında uzun süredir tartışılan bir konu nihayet netlik kazandı! ABD Ulusal Teknoloji Standartları Enstitüsü (NIST), cihaz ve uygulamalarda uygulanan düzenli aralıklarla şifre değiştirme ve yeni şifrenin son 3 şifreden farklı olması zorunluluğu gibi uygulamaların aslında güvenliği artırmadığı, aksine güvenlik açıklarına yol açabileceği yönünde önemli bir karar aldı.
Neden Yeni Şifrenin Son 3 Şifreden Farklı Olması Zorunluluğu Güvenlik Açığı Oluşturuyor?

Peki, bu yaygın inanışın aksine, neden yeni şifrenin son 3 şifreden farklı olması zorunluluğu güvenli bir uygulama değil? NIST'in bu konudaki temel gerekçeleri şu şekilde özetlenebilir:

  • Güvenliksiz Kayıt Alışkanlıkları: Sürekli olarak yeni ve farklı şifreler oluşturmaya zorlanan kullanıcılar, bu karmaşıklıkla başa çıkmak için şifrelerini kolayca erişilebilecek ve güvenli olmayan yerlere not alma eğiliminde olabilirler. Bu durum, şifrelerin çalınma riskini önemli ölçüde artırır.
  • Hatırlama Zorluğu ve Tekrarlayan Kalıplar: Farklı platformlarda farklı ve karmaşık şifreler belirlemek ve bunları hatırlamak kullanıcılar için ciddi bir zorluk oluşturur. Bu zorluğu aşmak için kullanıcılar, kolayca tahmin edilebilecek veya birbirine benzeyen şifreler oluşturma eğiliminde olabilirler. "Son 3 şifreden farklı olsun" kuralı da bu durumu tam olarak engellemez ve kullanıcıların benzer mantıkta, kolay kırılabilir şifreler üretmesine neden olabilir.
  • Uzun Şifre Zorunluluğunun Platform Uyumsuzluğu: Güvenliği artırmak amacıyla önerilen uzun şifreler, her platformun kabul ettiği uzunlukta olmayabilir. Bu durum, kullanıcıların farklı platformlar için farklı uzunluklarda şifreler belirlemesine ve dolayısıyla hatırlama güçlüğüne yol açar. Bu da kullanıcıyı yine şifrelerini bir yere not almaya veya daha az güvenli seçeneklere yönlendirebilir.


NIST'in bu önemli kararı, güçlü ve akılda kalıcı şifreler oluşturmanın, şifreleri güvenli bir şekilde saklamanın ve iki faktörlü kimlik doğrulama gibi ek güvenlik önlemleri almanın çok daha etkili güvenlik stratejileri olduğunu vurguluyor.

28 Nisan 2025, 19:01
12

ChatGPT Mucizesi: Doktorların Kaçırdığı Kanseri Yapay Zekâ Tespit Etti (sonra bu oldu..)

Bazen hayatı kurtaran şey bir rastlantı değil, doğru soruyu doğru yere sormaktır. Lauren Bannon’un hikayesi, teknoloji ile insan hayatının kesişiminde yeni bir sayfa açıyor.
ChatGPT Mucizesi: Doktorların Kaçırdığı Kanseri Yapay Zekâ Tespit Etti  (sonra bu oldu..)

ChatGPT Sayesinde Gerçek Teşhise Ulaşıldı

Amerikalı iki çocuk annesi Lauren Bannon, yaşadığı sağlık sorunlarına rağmen doktorlardan doğru teşhisi alamayınca yapay zekaya başvurdu ve hayatını değiştiren cevabı aldı. Uzun süren yanlış teşhislerin ardından Bannon, ChatGPT’ye yaşadığı belirtileri danıştı.
Yapay zekâ, ona Haşimato hastalığı ihtimalini sundu ve tiroid peroksidaz antikoru (TPO) testi yapılmasını önerdi. Israrla test talep eden Bannon’un sonuçları, ChatGPT’nin yönlendirmesini doğruladı. Sonrasında yapılan taramalarda tiroidinde kanserli kitleler tespit edildi.
Ocak 2025’te gerçekleşen operasyonla tiroidi ve iki lenf nodu alınan Bannon, “Eğer ChatGPT olmasaydı, yanlış ilaçlar kullanıp kansere zaman kazandıracaktım” diyerek duygularını paylaştı.

Yapay Zekâ Tıp Dünyasında Nerede Duruyor?

Lauren Bannon’un hikayesi, yapay zekanın farkındalık yaratma gücüne dair etkileyici bir örnek sundu. Ancak uzmanlar, bu sürecin sınırlarını da hatırlattı. Dallaslı acil tıp uzmanı Dr. Harvey Castro, ChatGPT gibi araçların teşhis koymada değil, doğru sorular sormada yardımcı olması gerektiğini vurguladı.
Castro, “Yapay zekâ tek başına doktorun yerini alamaz. Tıbbi muayene ve tedavi her zaman profesyonel hekimlerce yapılmalı,” diyerek uyardı. Doğru kullanıldığında yapay zekânın, hastalıkların erken fark edilmesinde güçlü bir araç olabileceğini söyledi.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...