Payload Logo
10 Mart 2025, 04:59
1

Kırmızı etin zararları ve sağlıklı tüketim yöntemleri Uzmanlar ne diyor

Kırmızı et fazla tüketildiğinde kalp hastalıkları, kanser ve sindirim sorunlarına yol açabilir. Peki, sağlıklı et tüketimi nasıl olmalı? İşte uzman görüşleri ve öneriler!
Kırmızı etin zararları ve sağlıklı tüketim yöntemleri Uzmanlar ne diyor

Kırmızı et, protein, demir, çinko ve B12 vitamini açısından zengin bir besin kaynağı olmasıyla bilinir. Ancak, düzenli ve aşırı tüketildiğinde sağlık açısından ciddi riskler taşıyabilir. Peki, kırmızı etin fazla tüketimi hangi hastalıklara yol açabilir? Uzmanlar bu konuda ne diyor?

1. Kırmızı Et ve Kalp-Damar Hastalıkları: Damarları Tıkayabilir Mi?

Fazla kırmızı et tüketimi, içerdiği doymuş yağ ve kolesterol nedeniyle kalp hastalıkları riskini artırabilir.

  • Amerikan Kalp Derneği’ne göre, aşırı doymuş yağ tüketimi kolesterol seviyelerini yükselterek damar tıkanıklığına ve kalp krizine yol açabilir.
  • Araştırmalar, haftada 500 gramdan fazla kırmızı et tüketiminin hipertansiyon ve damar sertliği riskini artırdığını göstermektedir.

Sağlıklı Alternatif: Yağsız et türlerini tercih etmek, tüketimi kontrol altında tutmak ve bitkisel proteinlere yönelmek gereklidir.

2. Kanser Riskini Artırabilir Mi? Kırmızı Et ve WHO Uyarısı

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), işlenmiş etleri (sucuk, salam, pastırma gibi) kesin kanserojen olarak sınıflandırırken, kırmızı etin aşırı tüketilmesini "muhtemel kanserojen" kategorisine almıştır.

  • Kolon ve Rektum Kanseri: Yüksek miktarda kırmızı et tüketiminin, kolon kanseri riskini %30-40 oranında artırdığı belirtilmektedir.
  • Yüksek Sıcaklıkta Piişirme: Izgara, közleme veya doğrudan ateş üzerinde pişirme sırasında oluşan "heterosiklik aminler" ve "polisiklik aromatik hidrokarbonlar", DNA hasarına yol açarak kanser riskini artırabilir.

Sağlıklı Alternatif: Buharda, haşlama veya fırında düşük sıcaklıkta pişirme tercih edilmelidir.

3. Böbrekleri Zorlar ve Gut Hastalığına Sebep Olabilir

Kırmızı et, böbrekleri zorlayan pürin maddesi içerir. Vücut bu maddeyi parçalarken ürik asit oluşur. Fazla kırmızı et tüketimi, ürik asit seviyelerini yükselterek gut hastalığı riskini artırabilir.

  • Böbrek Yetmezliği: Fazla protein, böbreklerin yükünü artırarak böbrek hastaları için ciddi risk oluşturabilir.
  • Gut Hastalığı: Kırmızı etteki pürin, ürik asit birikimine yol açarak eklemlerde şişlik ve ağrı oluşturabilir.

Sağlıklı Alternatif: Kırmızı etin porsiyonları kontrol edilerek sebzelerle birlikte tüketilmesi önerilir.

4. Sindirim Sorunlarına ve Metabolik Hastalıklara Yol Açabilir

Aşırı kırmızı et tüketimi, lif eksikliği nedeniyle sindirim sistemini olumsuz etkileyebilir.

  • Kabızlık ve Bağırsak Problemleri: Kırmızı etin lif oranı düşüktür. Lif eksikliği, kabızlık ve sindirim problemlerine neden olabilir.
  • Tip 2 Diyabet ve Obezite: Fazla et tüketimi, aşırı kalori alımına ve insülin direncine yol açarak metabolik hastalık riskini yükseltebilir.

Sağlıklı Alternatif: Kırmızı et, sebzeler ve tam tahıllarla dengeli bir şekilde tüketilmelidir.

Ne Kadar Kırmızı Et Tüketilmeli? Uzmanlar Ne Öneriyor?

Uzmanlara göre, haftada 350-500 gramdan fazla kırmızı et tüketilmemesi gerekmektedir. Bu miktar yaklaşık 2-3 porsiyon ete denk gelir.

Sağlıklı Et Tüketimi İçin Tavsiyeler

  • Yağsız veya az yağlı kırmızı etleri tercih edin.
  • Izgara, haşlama veya fırında pişirme yöntemlerini kullanın.
  • Haftada 2-3 porsiyondan fazla kırmızı et tüketmeyin.
  • Bol lifli gıdalar (sebze, tam tahıllar) ile birlikte tüketin.
  • İşlenmiş etlerden (sucuk, salam, sosis) mümkün olduğunca uzak durun.

Kırmızı Et Zararlı Mı, Faydaları Neler?

Kırmızı et besleyici bir gıda olmasına rağmen, kontrollü tüketilmediğinde ciddi sağlık risklerine yol açabilir. Dengeli ve bilinçli bir şekilde tüketildiğinde ise beslenme düzeninin önemli bir parçası olabilir.

29 Nisan 2025, 18:58
7

25-44 Yaş Arası Alarm! Korona Sonrası Şok Artış!

Son araştırmalar, tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemisi sonrası 25 ila 44 yaş arasındaki genç yetişkinlerde kalp krizi oranlarının çarpıcı bir şekilde arttığını ortaya koydu. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan, bu yaş aralığında kalp krizi vakalarının yüzde 30 gibi önemli bir oranda yükseldiğine dikkat çekti.
25-44 Yaş Arası Alarm! Korona Sonrası Şok Artış!

Erdoğan, kalp krizinin yaşanmadan önce çoğu hastada kritik sinyaller verdiğini belirtirken, özellikle diyabet hastaları ve yaşlılarda belirtisiz kalp krizlerinin de görülebileceği uyarısında bulundu.

KALP KRİZİ GELİYORUM DİYOR MU? BELİRTİLERE DİKKAT!

Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan, kalp krizi geçiren hastaların büyük bir bölümünde önceden bazı belirtiler veya risk işaretleri görülebildiğini ifade etti. Ancak bu belirtilerin her zaman açık ve belirgin olmayabileceğini vurgulayan Erdoğan, "Yüzde 50-70 civarında hastada, kalp krizinden günler ya da haftalar önce bazı uyarıcı semptomlar görülebilir. Bu belirtiler genellikle göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, halsizlik gibi bulgulardır" dedi.

Özellikle gece uykudan uyandıran göğüs ağrısının önemli bir sinyal olduğunu belirten Prof. Dr. Erdoğan, eforla gelen göğüs ağrısı veya baskı hissi, efor kapasitesinde azalma, sırta, kola, çeneye vuran ağrı, aşırı yorgunluk gibi durumların da ciddiye alınması gerektiğini söyledi. Hipertansiyon, diyabet, hiperkolesterolemi, sigara, aile öyküsü ve obezite gibi risk faktörlerinin varlığında ise ön belirti olmasa dahi riskin yüksek olduğuna dikkat çekti.

Media content

Kadınlarda kalp krizi belirtilerinin farklılık gösterebileceğini de vurgulayan Prof. Dr. Erdoğan, mide bulantısı, yorgunluk ve sırt ağrısı gibi rahatsızlıkların da kalp krizi işareti olabileceği konusunda uyardı.

KORONAVİRÜS VE YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİKLERİ ARTIŞIN NEDENİ Mİ?

Son yıllarda kalp krizi vakalarındaki artışın nedenlerini değerlendiren Prof. Dr. Erdoğan, COVID-19 pandemisinin bu artışta önemli bir rol oynadığını belirtti. Özellikle 25 ila 44 yaş arasındaki kalp krizi oranındaki yüzde 30'luk artışın bu durumu net bir şekilde ortaya koyduğunu söyledi.

Pandemi sürecinde fiziksel aktivitenin azalması, sağlıksız beslenme alışkanlıklarının yaygınlaşması ve obezite gibi faktörlerin kalp krizi riskini önemli ölçüde artırdığını ifade eden Erdoğan, genetik faktörler ve ailesel hiperkolesteroleminin de riski yükselten unsurlar arasında yer aldığını kaydetti. Ayrıca pandemi döneminde rutin sağlık kontrollerinin ihmal edilmesinin de kalp krizine yönelik tedavide geç kalınmasına yol açabileceğine dikkat çekti.

ERKEN TANI HAYAT KURTARIR!

Koroner arter hastalıklarında erken tanının hayati önem taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Erdoğan, erken tanı sayesinde damar tıkanıklığının ilerlemeden fark edilerek tedaviye başlanabileceğini söyledi. Bu sayede damar daralması ilerlemeden müdahale edilirse kişinin uzun süre normal yaşamına devam edebileceğini belirtti.


İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...