Payload Logo
20 Şubat 2025, 21:00
2

Hatay'da Deprem Sonrası Mağarada Yaşamayı Tercih Eden Vatandaş: "Herkesten Uzak, Huzuru Burada Buldum"

6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan yıkıcı depremler, Türkiye'nin birçok bölgesinde hem fiziksel hem de psikolojik derin izler bıraktı. Hatay'da yaşayan bir vatandaş, depremlerin ardından şehir hayatından uzaklaşarak doğanın kucağına sığınmaya karar verdi. Artık bir mağarada yaşamını sürdüren bu vatandaş, "Herkesten uzak, huzuru burada buldum," diyerek farklı bir yaşam tarzı seçtiğini anlattı. İşte bu ilginç ve dokunaklı hikâye:
Hatay'da Deprem Sonrası Mağarada Yaşamayı Tercih Eden Vatandaş: "Herkesten Uzak, Huzuru Burada Buldum"

Deprem Travma ve Yeni Bir Hayat Arayışı

Hatay'ın en çok etkilenen illerden biri olduğu 7,8 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler, yüz binlerce insanın hayatını değiştirdi. Evlerini kaybeden, ailelerini yitiren ve yaşadıkları toprakları bir daha eskisi gibi görmeyen birçok insan için hayata tutunmak zorlu bir süreç haline geldi.

Hatay'ın bir köyünde yaşayan Mehmet Bey (54), depremlerin ardından yaşadığı travma ve şehir hayatının stresinden uzaklaşmak için sıradışı bir karar aldı: Mağarada yaşamaya başlamak. Mehmet Bey, bu kararıyla dikkatleri çekti ve çevresindekilere ilham kaynağı oldu.


Mağarada Huzuru Buldum

Mehmet Bey, yaşadığı mağaranın kendisine sağladığı sükûneti anlatırken gözlerinde bir ferahlık ifadesi beliriyor. Şöyle diyor:

"Deprem sonrası her şey değişti. Eşim ve çocuklarım o geceyi bir şekilde atlattık, ama evimiz yıkıldı, komşularımızı kaybettik. Kalbimizdeki boşluk ve korku hiçbir zaman tam olarak doldurulamayacak. Şehir hayatı artık beni boğuyordu. İnsan kalabalığı, gürültü, sürekli hatırlatılan acılar... Tüm bunlardan uzaklaşmak istedim."

Mehmet Bey, yıllar önce keşfettiği ve zaman zaman dinlenmek için kullandığı bir mağarayı yeniden düzenleyerek yaşam alanına dönüştürdü. Temiz havası, doğal çevresi ve sessizliğiyle mağara, onun için yeni bir sığınak oldu.

"Burada her şey daha farklı. Her sabah kuş sesleriyle uyanıyorum, suyun şırıltısını dinliyorum. Elektrik veya modern teknoloji olmadan da yaşayabileceğimi fark ettim. Herkesten uzak, huzuru burada buldum," diyor Mehmet Bey.


Mağara Hayatının Zorlukları ve Avantajları

Mehmet Bey'in yaşadığı mağara, temel ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde düzenlenmiş durumda. Kendi elleriyle yaptığı basit mobilyalar, ateşle ısıtılan bir ocağı ve temiz su kaynağıyla mağara, onun için rahat bir yaşam alanı haline geldi. Ancak bu yaşam tarzının da bazı zorlukları var.

Zorluklar: Elektrik ve modern teknolojinin olmaması, özellikle kış aylarında soğuğu hissettiriyor. Ayrıca yiyecek ve diğer ihtiyaçların köyden getirtilmesi gerektiğinden günlük yaşam biraz daha emek gerektiriyor.
Avantajlar: Doğayla iç içe bir yaşam sunan mağara, stresten uzak bir ortam sağlıyor. Ayrıca deprem tehlikesinin olmadığı, güvenli bir alan olması da Mehmet Bey'in bu kararı almasında etkili oldu.

29 Nisan 2025, 18:58
2

25-44 Yaş Arası Alarm! Korona Sonrası Şok Artış!

Son araştırmalar, tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemisi sonrası 25 ila 44 yaş arasındaki genç yetişkinlerde kalp krizi oranlarının çarpıcı bir şekilde arttığını ortaya koydu. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan, bu yaş aralığında kalp krizi vakalarının yüzde 30 gibi önemli bir oranda yükseldiğine dikkat çekti.
25-44 Yaş Arası Alarm! Korona Sonrası Şok Artış!

Erdoğan, kalp krizinin yaşanmadan önce çoğu hastada kritik sinyaller verdiğini belirtirken, özellikle diyabet hastaları ve yaşlılarda belirtisiz kalp krizlerinin de görülebileceği uyarısında bulundu.

KALP KRİZİ GELİYORUM DİYOR MU? BELİRTİLERE DİKKAT!

Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan, kalp krizi geçiren hastaların büyük bir bölümünde önceden bazı belirtiler veya risk işaretleri görülebildiğini ifade etti. Ancak bu belirtilerin her zaman açık ve belirgin olmayabileceğini vurgulayan Erdoğan, "Yüzde 50-70 civarında hastada, kalp krizinden günler ya da haftalar önce bazı uyarıcı semptomlar görülebilir. Bu belirtiler genellikle göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, halsizlik gibi bulgulardır" dedi.

Özellikle gece uykudan uyandıran göğüs ağrısının önemli bir sinyal olduğunu belirten Prof. Dr. Erdoğan, eforla gelen göğüs ağrısı veya baskı hissi, efor kapasitesinde azalma, sırta, kola, çeneye vuran ağrı, aşırı yorgunluk gibi durumların da ciddiye alınması gerektiğini söyledi. Hipertansiyon, diyabet, hiperkolesterolemi, sigara, aile öyküsü ve obezite gibi risk faktörlerinin varlığında ise ön belirti olmasa dahi riskin yüksek olduğuna dikkat çekti.

Media content

Kadınlarda kalp krizi belirtilerinin farklılık gösterebileceğini de vurgulayan Prof. Dr. Erdoğan, mide bulantısı, yorgunluk ve sırt ağrısı gibi rahatsızlıkların da kalp krizi işareti olabileceği konusunda uyardı.

KORONAVİRÜS VE YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİKLERİ ARTIŞIN NEDENİ Mİ?

Son yıllarda kalp krizi vakalarındaki artışın nedenlerini değerlendiren Prof. Dr. Erdoğan, COVID-19 pandemisinin bu artışta önemli bir rol oynadığını belirtti. Özellikle 25 ila 44 yaş arasındaki kalp krizi oranındaki yüzde 30'luk artışın bu durumu net bir şekilde ortaya koyduğunu söyledi.

Pandemi sürecinde fiziksel aktivitenin azalması, sağlıksız beslenme alışkanlıklarının yaygınlaşması ve obezite gibi faktörlerin kalp krizi riskini önemli ölçüde artırdığını ifade eden Erdoğan, genetik faktörler ve ailesel hiperkolesteroleminin de riski yükselten unsurlar arasında yer aldığını kaydetti. Ayrıca pandemi döneminde rutin sağlık kontrollerinin ihmal edilmesinin de kalp krizine yönelik tedavide geç kalınmasına yol açabileceğine dikkat çekti.

ERKEN TANI HAYAT KURTARIR!

Koroner arter hastalıklarında erken tanının hayati önem taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Erdoğan, erken tanı sayesinde damar tıkanıklığının ilerlemeden fark edilerek tedaviye başlanabileceğini söyledi. Bu sayede damar daralması ilerlemeden müdahale edilirse kişinin uzun süre normal yaşamına devam edebileceğini belirtti.


İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...