Payload Logo
29 Ekim 2023, 23:25
1

Gençleşmek İsteyenler İçin Mucizevi Besinler! Kırışıklıklarınıza Veda Edin!

Genç bir cilde sahip olmak ve kırışıksız bir yüz, pek çok kişinin hayali. Aslında pürüzsüz ir cilde sahip olmak ve genç kalmak, o kadar da zor değil. Sağlıklı beslenmek, düzenli bir uyku ve egzersiz yapmak, insanı genç tutan önemli etmenlerden. Ancak bazı mucizevi ürünler bu konuda oldukça başarılı. İşte genç kalmanın sırrı!
Gençleşmek İsteyenler İçin Mucizevi Besinler! Kırışıklıklarınıza Veda Edin!

Genç bir cilde sahip olmak ve kırışıksız bir yüz, pek çok kişinin hayali. Aslında pürüzsüz ir cilde sahip olmak ve genç kalmak, o kadar da zor değil. Sağlıklı beslenmek, düzenli bir uyku ve egzersiz yapmak, insanı genç tutan önemli etmenlerden. Ancak bazı mucizevi ürünler bu konuda oldukça başarılı. İşte genç kalmanın sırrı!


Yaşlılık, insan ömrünün doğal bir süreci. Ne var ki kendinize ne kadar iyi bakarsanız, yaşlılığınız da o kadar gecikecektir. Genç kalmanın ve yaşlanmayı geciktirmenin en önemli basamağı, doğru ve sağlıklı bir beslenme tarzıdır. Vitaminler ve mineraller bakımından yeterli ve dengeli beslenmek, tüm vücut sağlığınızla birlikte cilt sağlınızı da olumlu bir şekilde etkiler. Sadece beslenme değil, uyku düzeninize dikkat etmeniz ve egzersiz yapıyor olmanız da yaşlılığınızı geciktirebilecek önemli unsurlardır. Bu yazıda size ve cildinize en çok fayda sağlayan ve yaşlanmanızı geciktirebilecek olan birkaç besinden bahsedeceğiz. Bu besinleri düzenli olarak tüketmek, hem bütün vücut olarak hem de cilt olarak sizi daha genç kılacaktır.


Bu Besinleri Tüketerek Genç Kalabilirsiniz


Cilt sağlınız ve genç bir cilde sahip olabilmeniz için belli başlı besinler tüketmek, sizin için olumlu etkiler yaratacaktır. Bu noktada öne çıkan birkaç besini sizinle paylaşacağız.


İlk olarak oldukça değerli yağlar içeren ve güçlü bir antioksidan kaynağı avokadodan bahsedelim. Bu besin, oldukça zengin bir içeriğe sahip. A ve C vitaminleri açısından zengin olan bu besin tüketildiğinde, hem cilde parlaklık sağlar hem de kusursuz bir cilde sahip olmanız açısında size yardımcı olur. Avokado, ayrıca cilt sağlınız açısında da önemli katkılar sunar.


Konu cilt olduğunda öne çıkan besinlerden birisi de havuçtur. İçinde bol miktarda A vitamini olan havuç, cildi güzelce besler ve onarımını sağlar. Ayrıca ciltteki sivilce, akne ve siyah nokta benzeri oluşumları da engelleme konusunda başarılıdır. Cildinizi pürüzsüz bir güzelliğe kavuşturacak güce sahip olan havuç, pek çok kozmetik ürününün içinde de bulunmaktadır. Havuç, cildin genç kalmasını sağlar ve kırışıklıkları önlemeye yardımcı olur.


Konu ile karşımıza çıkan bir başka mucizevi bitki ise kırmızı biber. Bilindiği gibi kırmızı biberde bol miktarda C vitamini bulunmaktadır. Diğer yandan kırmızı biberin kan akışını düzenlediği de bilinmektedir. Bu noktada cildin sağlıklı olmasında etkili bir rol oynar. Diğer yandan bu bitkiyi öne çıkaran bir durum ise doğal bir kolajen kaynağı olmasıdır.


Son olarak cilde oldukça iyi gelen diğer iki besin ise zeytinyağı ve cevizdir. Ceviz, kolajen üretimini destekler, cildi sıkılaştırır ve hücre yenilenmelerini sağlar. Zeytinyağı ise içeriğinde bulunan A, D, E ve K vitaminleri ile öne çıkar. Cilt sağlığı için önemli bir noktada duran zeytinyağı, kırışıklığı engelleyen ve cildi besleyen bir özelliğe sahiptir.


29 Nisan 2025, 18:58
6

25-44 Yaş Arası Alarm! Korona Sonrası Şok Artış!

Son araştırmalar, tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemisi sonrası 25 ila 44 yaş arasındaki genç yetişkinlerde kalp krizi oranlarının çarpıcı bir şekilde arttığını ortaya koydu. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan, bu yaş aralığında kalp krizi vakalarının yüzde 30 gibi önemli bir oranda yükseldiğine dikkat çekti.
25-44 Yaş Arası Alarm! Korona Sonrası Şok Artış!

Erdoğan, kalp krizinin yaşanmadan önce çoğu hastada kritik sinyaller verdiğini belirtirken, özellikle diyabet hastaları ve yaşlılarda belirtisiz kalp krizlerinin de görülebileceği uyarısında bulundu.

KALP KRİZİ GELİYORUM DİYOR MU? BELİRTİLERE DİKKAT!

Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan, kalp krizi geçiren hastaların büyük bir bölümünde önceden bazı belirtiler veya risk işaretleri görülebildiğini ifade etti. Ancak bu belirtilerin her zaman açık ve belirgin olmayabileceğini vurgulayan Erdoğan, "Yüzde 50-70 civarında hastada, kalp krizinden günler ya da haftalar önce bazı uyarıcı semptomlar görülebilir. Bu belirtiler genellikle göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, halsizlik gibi bulgulardır" dedi.

Özellikle gece uykudan uyandıran göğüs ağrısının önemli bir sinyal olduğunu belirten Prof. Dr. Erdoğan, eforla gelen göğüs ağrısı veya baskı hissi, efor kapasitesinde azalma, sırta, kola, çeneye vuran ağrı, aşırı yorgunluk gibi durumların da ciddiye alınması gerektiğini söyledi. Hipertansiyon, diyabet, hiperkolesterolemi, sigara, aile öyküsü ve obezite gibi risk faktörlerinin varlığında ise ön belirti olmasa dahi riskin yüksek olduğuna dikkat çekti.

Media content

Kadınlarda kalp krizi belirtilerinin farklılık gösterebileceğini de vurgulayan Prof. Dr. Erdoğan, mide bulantısı, yorgunluk ve sırt ağrısı gibi rahatsızlıkların da kalp krizi işareti olabileceği konusunda uyardı.

KORONAVİRÜS VE YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİKLERİ ARTIŞIN NEDENİ Mİ?

Son yıllarda kalp krizi vakalarındaki artışın nedenlerini değerlendiren Prof. Dr. Erdoğan, COVID-19 pandemisinin bu artışta önemli bir rol oynadığını belirtti. Özellikle 25 ila 44 yaş arasındaki kalp krizi oranındaki yüzde 30'luk artışın bu durumu net bir şekilde ortaya koyduğunu söyledi.

Pandemi sürecinde fiziksel aktivitenin azalması, sağlıksız beslenme alışkanlıklarının yaygınlaşması ve obezite gibi faktörlerin kalp krizi riskini önemli ölçüde artırdığını ifade eden Erdoğan, genetik faktörler ve ailesel hiperkolesteroleminin de riski yükselten unsurlar arasında yer aldığını kaydetti. Ayrıca pandemi döneminde rutin sağlık kontrollerinin ihmal edilmesinin de kalp krizine yönelik tedavide geç kalınmasına yol açabileceğine dikkat çekti.

ERKEN TANI HAYAT KURTARIR!

Koroner arter hastalıklarında erken tanının hayati önem taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Erdoğan, erken tanı sayesinde damar tıkanıklığının ilerlemeden fark edilerek tedaviye başlanabileceğini söyledi. Bu sayede damar daralması ilerlemeden müdahale edilirse kişinin uzun süre normal yaşamına devam edebileceğini belirtti.


İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...