Yeniden Refah Partisi Gençlik Kolları Başkanı Melih Güner, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından açıklanan Umre ve Hac fiyatları arasındaki belirgin farkı gündeme taşıdı. Güner, “Bu kadar büyük bir fark nasıl açıklanabilir?” sorusunu sorarak yetkililerden açıklama beklediklerini dile getirdi.

2025 Fiyatlarına Dikkat Çekti

Güner, yaptığı açıklamada özellikle 2025 yılı fiyatlarını örnek gösterdi. Umre ziyaretinin 50.000 TL, Hac ziyaretinin ise 224.000 TL olduğunu belirtti. Bu iki ibadet türünün aynı coğrafyada, benzer koşullarda ve genellikle aynı otellerde gerçekleştirildiğini ifade eden Güner, “Aynı otel, aynı yer, aynı gün olmasına rağmen fiyatlar arasında bu kadar büyük bir fark nasıl oluşuyor?” sorusunu yöneltti.

"Detaylı Bir Açıklama Bekliyoruz"

Güner’in bu açıklamasının ardından gözler Diyanet İşleri Başkanlığı’na çevrildi. Hac organizasyonlarının Umre’ye göre daha kapsamlı düzenlemeler içerdiği bilinse de aradaki maliyet farkının detaylı bir şekilde açıklanması gerektiğini vurguladı. Özellikle şu gerekçeler ön plana çıkarılıyor:

• Hac kontenjan sınırlamaları ve organizasyon yoğunluğu: Hac, belirli bir kontenjan çerçevesinde düzenlendiği için planlama daha karmaşık hale geliyor.
• Daha uzun süreli konaklama: Hac ibadeti genellikle daha uzun bir zaman dilimini kapsadığı için konaklama masrafları artıyor.
• Özel ibadet koşulları: Hac sırasında uygulanan ek ibadet süreçleri, lojistik açıdan daha fazla hazırlık gerektiriyor.

Ancak Güner, bu gerekçelerin genel bir açıklama olmaktan öteye gitmediğini, fiyat farkının halkın anlayacağı şekilde detaylandırılması gerektiğini belirtti.

Kamuoyu Açıklama Bekliyor

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, Umre ve Hac fiyatları arasındaki fark hakkında bir açıklama yapıp yapmayacağı merak konusu. Konuyla ilgili henüz resmi bir cevap verilmemiş olması, tartışmaların daha da büyümesine neden oluyor. Vatandaşlar, bu farkın hangi gerekçelere dayandığını açıkça öğrenmek istiyor.

"Bu Fiyatlar Hangi Şartlarda Belirleniyor?"

Hac ve Umre gibi manevi değeri yüksek ibadetlerin, fiyat konusundaki tartışmalarla gündeme gelmesi eleştirilere neden oluyor. Güner, bu organizasyonların şeffaflık ilkesine uygun olarak yönetilmesi gerektiğini ifade ederek, “Bu ibadetlerin maddi yüküyle değil, manevi değeriyle anılması gerekiyor. Fiyatlandırma süreci, halkın anlayacağı şekilde açık ve net bir şekilde izah edilmelidir.” sözlerini kullandı.