Avrupa’dan Türkiye’ye Açık Mesaj: Yolun Sonu Görünüyor

Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye raporu, yalnızca bir değerlendirme metni değil; aynı zamanda Ankara’ya yöneltilmiş yüksek perdeden bir mesaj niteliği taşıyor. AP Türkiye Raportörü Nacho Sánchez Amor tarafından kaleme alınan ve 15 Nisan’da komisyon onayı alan metin, bugün Strasbourg’daki genel kurulda masaya yatırılıyor. Raporda en dikkat çeken vurgu açık: Türkiye’nin AB üyelik süreci mevcut şartlarda ilerleyemez.

Rapor, Kıbrıs meselesini “çözülmeden geçit yok” ifadesiyle üyelik sürecinin merkezine oturtuyor. Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımaması, Maraş bölgesindeki tek taraflı adımlar, hatta 1974’ten bu yana süren askeri varlık, Brüksel’in artık sabır taşırmadığı konular arasında gösteriliyor. Avrupa Parlamentosu, bu mesele çözülmeden Türkiye’nin tam üyelik sürecinin fiilen donduğunu ilan ediyor.

İnsan Hakları, Demokrasi ve Vize Krizi

Raporda yalnızca dış politika değil, iç hukuk ve demokrasi alanları da sert şekilde eleştiriliyor. AİHM kararlarının uygulanmaması, yargı bağımsızlığının zedelenmesi, gazetecilere yönelik baskı, ifade özgürlüğü ihlalleri gibi konular AB’nin Türkiye’ye bakışını ciddi şekilde etkileyen başlıklar olarak öne çıkıyor. Hatta İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik yaptırım çağrısı, bu eleştirilerin sadece kâğıt üstünde kalmadığını gösteriyor.

Vize serbestisinde ise süreç tıkanmış durumda. Türkiye’nin yerine getirmesi gereken 72 kriterin hâlâ 6’sı eksik, özellikle Terörle Mücadele Yasası’nda reform yapılmaması başlıca engel. Avrupa Parlamentosu, bu eksiklere rağmen Türkiye’nin AB’yi suçlamasını “yanıltıcı” olarak niteliyor. Vize serbestisi için teknik adımlar kadar politik iradenin de eksik olduğu mesajı net biçimde veriliyor.