Bugünün Haberi
17 Haziran 2025, 18:49
26

Yer Altında Şok Keşif Kayalar Sıvı Gibi Akıyor!

Bilim insanları, gezegenimizin iç yapısına dair ezber bozan bir keşfe imza attı. ETH Zürih Üniversitesi'nden bir ekip, Dünya'nın yüzeyinin 2 bin 700 kilometre altında, mantonun derinliklerinde katı haldeki kayaların çok yavaş ama sürekli bir şekilde aktığını ortaya koydu. Bu şaşırtıcı "kaya akıntısı", gezegenimizin birçok jeolojik sürecinin ardındaki görünmeyen gücü oluşturabileceği düşünülüyor.
Yer Altında Şok Keşif Kayalar Sıvı Gibi Akıyor!

Bu keşif, bilim insanlarının uzun süredir şüphelendiği ancak ilk kez doğrudan gözlemle doğrulanan bir durumu gözler önüne serdi: Derinlerdeki kaya, tıpkı kaynayan bir su tenceresindeki gibi konveksiyon akımlarıyla hareket ediyor. Araştırmanın başyazarı Profesör Motohiko Murakami, "Keşfimiz, Dünya’nın yalnızca yüzeyde değil, iç kısmında da hareket halinde olduğunu gösteriyor" dedi. Bu durum, erimiş magma gibi tamamen sıvı ya da yüzeyde gördüğümüz kırılgan kaya gibi tamamen katı olmayan, kendine özgü bir kaya akışı türünü ifade ediyor.

Jeolojik Süreçlerin Görünmeyen Motoru

Bu teorinin doğrulanmasıyla bilim insanları, artık Dünya’nın derinliklerinde gizli kalan kaya akıntılarını haritalandırmaya başlayabilecek. Bu akıntıların bir gün volkanik patlamaları, depremleri, tektonik levha hareketlerini ve hatta Dünya’nın manyetik alanını tetikleyen "görünmeyen motoru" açıklayabileceği düşünülüyor. Murakami, bu keşfi "bulmacanın eksik kalan parçasını bulduk" olarak yorumladı.

Media content

Mantonun "D Katmanı"nda Alışılmadık Bir Dinamik

Dünya, kabuk, manto ve çekirdek olmak üzere üç ana katmana ayrılıyor. Bu çarpıcı keşif, mantonun "D katmanı" olarak bilinen ve alışılmadık özellikler gösteren bölgesinde yapılan araştırmalarla ortaya çıktı. Depremlerden yayılan sismik dalgalar bu katmana ulaştığında, aniden hızlanıyor; bu da dalgaların farklı bir maddeye girdiğini düşündürüyor.

Yani, D katmanı aslında yüzeyin 2 bin 700 kilometre altında yer alan dev bir yer altı kaya akıntısı. Bu akıntı çok yavaş—yılda yalnızca birkaç santimetre hızla—hareket etse de, milyarlarca yıllık zaman diliminde devasa bir yer değiştirme yaratıyor. Uzmanlar, mantonun her ne kadar katı bir yapıya sahip olsa da, uzun zaman ölçeklerinde sıvı gibi akabildiğini belirtiyor. Yılda sadece birkaç santimetrelik bir hareketin bile dört milyar yıllık bir süreçte devasa bir yer değiştirme anlamına gelmesi, Dünya'nın derinliklerindeki gizli dinamikleri anlamada önemli bir kilometre taşı olarak görülüyor.

11 Temmuz 2025, 23:19
8
(Güncellendi: 11 Temmuz 2025, 23:19)

7 Milyar Yıllık Yalnızlık! Yıldızlararası Ziyaretçi 3I/Atlas Dünya'dan Görülebilecek!

Bilim dünyası, geçen hafta gökbilimciler tarafından tespit edilen gizemli bir yıldızlararası nesneyle çalkalanıyor: 3I/Atlas. Araştırmacılar, bu kuyruklu yıldızın şimdiye kadar gözlemlenen en eski kozmik ziyaretçi olabileceğini ve hatta kendi Güneş Sistemimizden 3 milyar yıl daha yaşlı olabileceğini belirtiyor. Şu anda Dünya'dan Jüpiter kadar uzakta olan 3I/Atlas, yılın ilerleyen dönemlerinde amatör teleskoplarla bile görülebilecek.
7 Milyar Yıllık Yalnızlık! Yıldızlararası Ziyaretçi 3I/Atlas Dünya'dan Görülebilecek!

Evrenin Derinliklerinden Gelen Bir "Heyecan Verici" Misafir

Oxford Üniversitesi'nden gökbilimci Matthew Hopkins, bugün İngiltere Kraliyet Astronomi Topluluğu'nun Durham'daki ulusal toplantısında sunulan ön bulguları değerlendirdi. Hopkins, BBC News'e yaptığı açıklamada, "3I/Atlas hepimizi çok heyecanlandırdı" dedi. Nesnenin hızına dayanarak 7 milyar yıldan daha yaşlı olabileceğini ve şimdiye kadarki en dikkat çekici yıldızlararası ziyaretçi konumunda olduğunu vurguladı. Bu keşif, evrenin oluşumuna dair yeni bilgiler sunabilir.

Samanyolu'nun "Kalın Diskinden" Geliyor

3I/Atlas, ilk kez 1 Temmuz 2025'te Şili'deki Atlas araştırma teleskobu tarafından, Güneş'ten yaklaşık 670 milyon kilometre uzaktayken tespit edildi. Şu an için sadece çok büyük teleskoplarla görülebilen bu gizemli cisim, Dünya'dan Jüpiter kadar bir mesafede bulunuyor. Keşfedildiği andan itibaren dünyanın dört bir yanındaki gökbilimciler, onun yörüngesini belirlemek ve hakkında daha fazla detay keşfetmek için büyük bir yarış içine girdi.

Hopkins, 3I/Atlas'ın Samanyolu'nun "kalın diskinden" kaynaklandığına inanıyor. Bu bölge, Güneş ve çoğu yıldızın bulunduğu alanın üstünde ve altında yörüngede dönen, eski yıldızlardan oluşan bir grubu temsil ediyor. Bilim insanları, 3I/Atlas'ın muhtemelen eski bir yıldızın etrafında oluştuğu için çok fazla su buzundan meydana geldiğini düşünüyor. Bu da yılın sonlarına doğru Güneş'e yaklaştığında, Güneş'ten gelen enerjinin nesnenin yüzeyini ısıtarak buhar ve toz alevleri yani parlayan bir kuyruk oluşturabileceği anlamına geliyor.

Media content

"Daha Önce Hiç Yakından Görmediğimiz Bir Bölümden Geliyor"

Araştırmanın eş yazarı Prof. Chris Lintott, "Bu, galaksinin daha önce hiç yakından görmediğimiz bir bölümünden gelen bir nesne. Bu kuyruklu yıldızın güneş sisteminden daha yaşlı olma ve o zamandan beri yıldızlararası uzayda sürükleniyor olma ihtimalinin üçte iki olduğunu düşünüyoruz" dedi.

Hopkins, yıldızlararası nesnelerin, diğer yıldızların etrafında, bu yıldızların yaşamlarının başlangıcında oluştuğunu belirterek, "Ana yıldızlarıyla olan bu bağlantı, Samanyolu'nun yıldız nüfusuna bakabileceğimiz anlamına geliyor" diye ekledi.

Bu yılın ilerleyen günlerinde 3I/Atlas, amatör teleskoplarla Dünya'dan görülebilecek hale gelecek. Daha önce sadece iki yıldızlararası nesne gözlemlenmişti: 2017'de keşfedilen 1I/'Oumuamua ve 2019'da bulunan 2I/Borisov. 3I/Atlas'ın bu nadir ziyaretçiler arasına katılması, evren ve yıldızlararası yolculuklar hakkında yeni ufuklar açabilir.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...