Hac ve Umre Acentalarının Sahte Dilekçeler Skandalı Hakların Gaspı ve Soruşturmanın Gizemli Kapatılması
Skandalın Ortaya Çıkışı
Olay, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hazırladığı bir raporla ortaya çıktı. Rapor, onlarca refakat dilekçesindeki imzaların sahte olduğunu tespit ettiğini belirtti. Söz konusu dilekçeler, hacı adaylarının refakat hizmeti alabilmek için başvurdukları belgelerdi. Ancak yapılan incelemelerde, bu belgelerin gerçek kişiler tarafından imzalanmadığı, dolayısıyla sahte olduğu anlaşıldı.
Sahte imzaların yanı sıra, Hac Takip Sistemi (HTS) verileri de şüpheli uygulamaların izini sürmek için kullanıldı. HTS kayıtları, bazı acentaların sisteme yanlış bilgiler girdiğini ve bu yolla hacı adaylarının haklarını gasp ettiğini ortaya koydu. Özellikle refakat hizmetlerinin pazarlanmasında aşırı fiyat artışları yaşandığı tespit edildi.
Timur Soykan’ın Açıklamaları
Olayın kamuoyuna duyurulmasında önemli bir rol oynayan Timur Soykan, durumu “haklı bir protesto” olarak nitelendirdi. Soykan, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Hac ve umre acentaları, sahte dilekçelerle hacı adaylarının haklarını gasp edip fahiş fiyattan satmakla suçlandı. Onlarca refakat dilekçesindeki imzanın sahte olduğunun tespitine rağmen, HTS verilerine ve Diyanet raporlarına rağmen dosya kapatıldı. Bu durum, kamuoyunun vicdanını rahatsız eden bir adaletsizlik örneğidir.”
Soykan’ın ifadeleri, özellikle soruşturma sürecinin şeffaflığını sorgulayan kesimlerce destek gördü. Kamuoyu, soruşturmanın neden kapatıldığına dair net bir açıklama talep ediyor.
Diyanet’in Rolü ve Tepkiler
Diyanet İşleri Başkanlığı, olayla ilgili hazırladığı raporda, sahte imzaların yanı sıra acentaların etik kuralları çiğnediğini belirtti. Ancak, bu raporun ardından başlatılan soruşturma sürecinin beklenmedik bir şekilde sonlandırılması, kamuoyunda tepkilere yol açtı.
Bazı sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler, olayın üzerine gitmesi gerektiğini savunarak yetkililerden açıklama talep etti. Bir grup milletvekili ise Meclis araştırması açılmasını istedi. Muhalefet partilerinden gelen eleştirilerde, hükümetin turizm sektöründeki güçlü lobilerin baskısı altında kaldığı iddia edildi.
