Bugünün Haberi
20 Haziran 2025, 19:17
6

Çin Neden Sessiz? İran'ın Gizli Ticaret Ortağı

İran'ın en büyük ticaret ortaklarından biri olan Çin, İsrail ile yükselen gerilimde şaşırtıcı bir sessizlik içinde. Uzmanlara göre Pekin, Tahran'a askeri destekten kaçınırken, savaşın uzaması durumunda kendi enerji ve ekonomi politikalarını ciddi bir sınavdan geçirebilir. Çin'in bu "hesaplı ve mesafeli" duruşu, Ortadoğu'daki jeopolitik dengeleri de etkileyebilir.
Çin Neden Sessiz? İran'ın Gizli Ticaret Ortağı

İran ile İsrail arasında tırmanan savaşın yankıları devam ederken, dünya gözünü bölgedeki güçlü aktörlerden biri olan Çin'e çevirmiş durumda. İran petrolünün neredeyse tamamını ithal eden Çin, çatışmaya doğrudan müdahil olmasa da gelişmeleri yakından takip ediyor. Ancak Pekin'in Tahran'a doğrudan askeri destek vermesi beklenmiyor. New York Times gazetesine göre, stratejik çıkarlarına rağmen Çin'in savaşa doğrudan müdahil olması olası değil; destek, daha çok sözlü açıklamalar ve insani yardımlarla sınırlı kalacak.

Savaşın Uzaması Çin'e Nasıl Zarar Verir?

Çin, 2023 yılında İran ve Suudi Arabistan arasındaki diplomatik normalleşmede arabulucu rolü üstlenmiş ve bu durum Pekin'in bölgede ABD'nin etkisini dengelediği şeklinde yorumlanmıştı. Ancak iki yıl içinde Ortadoğu'daki etkisi yeniden sorgulanır hale geldi.

Savaşın uzaması durumunda Çin'in ekonomik olarak büyük zarar görebileceği vurgulanıyor. İran petrolünün büyük kısmını satın alan Çin, bu kaynağa düşük fiyatla erişim sağlıyor. Çatışmaların tırmanması, petrol tedarikinde sıkıntılara ve fiyatlarda artışa neden olabilir. Dahası, Çin'in ithal ettiği petrolün yarısı, İran'ın kapatmakla tehdit ettiği Hürmüz Boğazı'ndan geçiyor.

Pekin'in Ortadoğu'daki çıkarları sadece enerjiyle sınırlı değil. İran, Çin'in bölgedeki jeopolitik hesaplarında da önemli bir aktör. ABD'nin bölgede on binlerce askeri bulunurken, Çin hem İran'la hem de Körfez ülkeleriyle ilişkilerini dengelemeye çalışıyor.

Media content

Pekin'den Dikkatli Dil ve Arabuluculuktan Uzak Duruş

Çin, şu ana kadar "İran'a tam destek" içeren açıklamalardan kaçındı. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında yapılan son telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'ın egemenliğini ihlal ettiğine dair bir ifade kullanılmadı. Aynı şekilde, ABD'ye yönelik doğrudan bir çağrı da yapılmadı. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi'nin İsrailli mevkidaşıyla yaptığı görüşmede de benzer şekilde kınama ifadeleri yer almadı.

Uzmanlar, Çin'in diplomatik çözüm için aktif bir arabuluculuk adımı atmadığını, bu nedenle İsrail tarafından bağımsız bir arabulucu olarak görülmediğini belirtiyor.

Çin'in Taktiksel Fayda Hesabı ve Tayvan Bağlantısı

New York Times gazetesine göre, Çin savaşın çıkmasını istemiyor ama bundan taktiksel fayda sağlayabilir. Uzun soluklu bir çatışma, ABD'nin Asya'daki askeri varlığını Ortadoğu'ya kaydırmak zorunda bırakabilir. Bu da Çin'e Tayvan gibi bölgelerde daha fazla hareket alanı yaratabilir.

Çin'in Ortadoğu'daki bu krizden çıkaracağı derslerin, Tayvan'a yönelik olası bir askeri adımda belirleyici olabileceği değerlendiriliyor. Uzmanlar, yaşananların Pekin açısından sadece bir jeopolitik gelişme değil, aynı zamanda büyük bir sınav olduğu konusunda hemfikir.

20 Haziran 2025, 19:43
8

Ortadoğu Krizi Avrupa'da Gaz Fiyatları Neden Fırladı?

İsrail-İran arasındaki çatışmalar, Avrupa'da doğalgaz fiyatlarını adeta fırlattı. Hürmüz Boğazı'nda sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) sevkiyatlarında ve genel gaz arzında yaşanabilecek aksaklık endişeleri, bir haftada Avrupa gaz fiyatlarında yüzde 15'lik artışa neden oldu.
Ortadoğu Krizi Avrupa'da Gaz Fiyatları Neden Fırladı?

Ortadoğu'daki jeopolitik gerilimin enerji piyasaları üzerindeki etkisi kendini gösterdi. Basra Körfezi'nin ağzındaki kritik geçiş noktası olan Hürmüz Boğazı, Ortadoğu'daki LNG ve petrol üretimini dünya pazarlarına bağlıyor. Küresel LNG ticaretinin yüzde 20'si bu boğazdan geçerken, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi büyük üreticilerin tüm ihracatları Hürmüz Boğazı üzerinden yapılıyor.

Avrupa'nın LNG Bağımlılığı ve Riskler

Rus gazı tedarikini kaybetmesinin ardından LNG'ye bağımlılığı artan Avrupa, Ortadoğu'dan önemli miktarda LNG ithal ediyor. Bu durum, İsrail'in İran'a saldırılarıyla başlayan çatışma sonrasında bölgedeki gaz ve LNG arzında yaşanabilecek aksama risklerini doğrudan Avrupa'ya yansıtıyor.

Hollanda merkezli sanal doğal gaz ticaret noktası TTF'de temmuz vadeli kontratlarda gaz fiyatları, son bir haftada yaklaşık yüzde 15 yükseldi. İsrail'in İran'a saldırısından önceki gün olan 12 Haziran'da megavatsaat başı 36,2 avrodan kapanan doğal gaz fiyatları, hafta boyunca inişli çıkışlı bir seyir izledi. Fiyatlar, 18 Haziran'da 38,7 avrodan kapanmasının ardından, 19 Haziran'da 39,3 avrodan işlem görmeye başlasa da günü megavatsaat başına 41,5 avrodan tamamladı. Böylece Avrupa gaz fiyatları, 31 Mart'tan bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaştı. Ağustos vadeli kontratlarda ise gaz fiyatı megavatsaat başına 41,9 avroya çıktı.

Media content

Hürmüz Boğazı Endişesi ve Diğer Faktörler

Fiyatlardaki bu artışın temel nedeni, İran'ın Hürmüz Boğazı'nı kapatabileceği endişesi. İran'ın bu boğazı kapatma ihtimalinin oldukça düşük olduğu düşünülse de, böyle bir senaryonun gerçekleşmesi durumunda Avrupa'nın gaz tedarikinin yaklaşık yüzde 4'ünü oluşturan Katar'dan LNG tedariki büyük ölçüde etkilenebilir. Katarlı yetkililer deniz trafiğinin normal seyirde sürdüğünü belirtse de, tanker operatörleri Hürmüz Boğazı geçişleri için temkinli hareket ediyor. Nitekim, bu hafta ortasında 7 LNG tankeri, Hürmüz Boğazı'na girmeyerek Umman açıklarında bekleme pozisyonuna geçmişti.

Avrupa'nın 2024'teki LNG ithalatının yüzde 46'sını ABD oluştururken, bu ülkeyi yüzde 16 ile Rusya, yüzde 11 ile Cezayir, yüzde 10 ile Katar, yüzde 5 ile Norveç ve yüzde 4 ile Nijerya takip ediyor.

Media content

Fiyat artışında sadece jeopolitik gerilim değil, hava koşulları da etkili oldu. Avrupa'da mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıkları nedeniyle soğutma talebinin artması ve bu talebin karşılanmasında gazdan elektrik üretimine duyulan ihtiyacın yükselmesi, Avrupa gaz fiyatları üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturuyor.

Bu fiyat artışı, gaz depolarının doluluk oranının iyi seviyelerde olmasına rağmen, Avrupa'nın enerji bağımlılığı açısından hala kırılgan kalmaya devam ettiğini gösteriyor.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...